Selim'in Diş Buğdayı 1. Yaşımız ve Doğum Hikayemiz Selim'in Gymboree Günlüğü >

27 Temmuz 2013 Cumartesi

1. Yaşımız ve Doğum Hikayemiz

Bizim hikayemiz 04.06.2012 de başladı. Artık iki kişilik bir aile olmuştuk ama gene de eksik bir parça vardı. Sonra dünyamıza bir neşe kaynağı olsun istedik ve kasım ayında öğrendikki minik bir yürek bize doğru gelmek için yola çıkmış. Çok sevindik çok mutlu olduk ama ben nedense bir anda çok şaşkınlığa uğradım. Seni çok istiyordum ama yapabilecekmiyim anneliği başarabilecekmiyim korkusu kapladı biranda içimi. Hafif mide bulantılarıyla başladık yolculuğumuza. Ama anneciğini hiç üzmedin başından sonuna kadar çok güzel bir hamilelik geçirdim tabii babacığınında katkısı büyük. Her muayeneye beraber gittik büyük bir heyecanla seni görmeye. Ultrason fotolğraflarından bile kime benzediğini çıkarmaya çalıştık, baban kendine bense kendime benzetiyordum. Derken haftalar aylar geçti ama minik paşamız yerinden gayet memnundu hiç gelmeye niyeti yoktu. 40 haftamızı doldurduk ve doktorumuzla sezeryana karar verdik. O günü asla unutamam kalbim öyle bir atıyorduki nerdeyse yerinden çıkacaktı. Sonra akşam oldu sana kavuşacağım duygusunun mutluluğu ve huzuru kapladı içimi. Sabaha kadar otururum hiç uyuyamam heralde diye düşünürken o güzel duyguyla mışıl mışıl uyumuşum. Baban ve anneannen ise gece nöbetini benim yerime tutmuşlar bir dakika uyumamışlar. Ertesi sabah sensiz son kez baktım odana ve hastaneye doğru yola çıktık. Tarifsiz duygular eşliğinde 9 da senle kavuşmam için beni odadan aldılar. Saat 09.36 da 3,640 kg ve 53 cm boyunda bir melek dünyaya gözlerini açtı.







  Zaman nasıl geçti seninle inan hiç anlamadım anneciğim. Her geçen gün o kadar büyüdün ki gözlerimizin önünde seni hayranlıkla izler olduk. Babanında benimde her hareketinle gözlerimizi doldurdun. Sanırım en zor zaman denilen bebeklik kısmını başarıyla atlattık. Önümüzde bizi çok çok güzel günler bekliyor. Öyle güzel planlarımız varki seninle ilgili hepsini hayata geçirmek için can atıyoruz. İnşallah herşey istediğimiz gibi olur. Sen bizim evimizin neşesi, gülme sebebimizsin. Gözlerimin içine bakıp boynuma atlamıyormusun eriyorum canımın içi. Seni kucağıma aldığım ilk andan beri Allah'ıma şükrediyorum seni bize nasip ettiği için. Sağlıklı, mutlu, huzurlu, uzun ömürlü ol kuzucuğum. Ve bizim seni sevdiğimiz gibi sende bizi çok sev küçük sevgilim...

İlk muayene...


Dünyanın en güzel kokusu...


Çekirdek ailem...








13 Temmuz 2013 Cumartesi

Selim 11 aylık

1 yaş doğumgünümüze çok az kaldı ama ben ancak 11. Ayımızı yazabiliyorum. Selim'in peşinde koşturmaktan hiçbirşeye fırsatım kalmıyor. Selim uyuyor, hemen arkasından ben uyuyakalıyorum. Enerjim kalmıyor, ama bu bebeklerin enerjisi nasıl hiç bitmiyor anlayamıyorum. Son sürat koltuklara tırmanma, tutunarak gezme devam. Henüz yürümeye başlamadı ama kendi kendine ayağa kalkmaya başladı, sanırım yürümeside yakındır.

Oyunlardan ve oyuncaklardan daha çok anlamaya başladı. Top oynamaya bayılıyor, biryerde top görmesin alkışlar çığlıklar birbirini kovalıyor. Müziğe ve dansa bayılıyor. 

İlk berber maceramızı yaşadık, saçlarımızı kestirdik. Kötü olur diye çok korkmuştum ama çok yakıştı Selim'ime. Sanki bir anda büyüdü. 

Öncesi;

Sonrası;


Doğum günümüze çok az kaldı, heyecan dorukta. 1 sene nasıl da hızlı geçti hiç anlamadım. Ramazan dolayısıyla doğum günümüzü gününde kutlayamayacağız, bayramdan sonra kutlayacağız. Tüm detaylarımızı da sizlerle paylaşacağım.

11 aylık Selim kuzusu;







Sevgiyle kalın...

Yunanistan Maceramız


Bir macera peşine düştük, atladık arabamıza ve Yunanistan'a doğru ilerledik. Rotamız Kavala-Selanik-Halkidiki ve eve dönüş şeklindeydi. Eğer yanımızda annem ve babam olmasaydı böyle bir tatile Selim ile asla cesaret edemezdim. Nitekim 4 kişi zor idare ettik diyebilirim. Emeklediği ve yerde olmayı sevdiği için sürekli kucakta kalmak biraz sıktı kuzucuğumu.

İlk durağımız olan Kavala'da bir gece kaldık. Gider gitmez yemek yemeye gittik o kadar acıkmıştıkki. Soframızda oranın meşhur lezzetlerinden; kabaki, cacıki, kalamalari, ahtapot, karides vardı. 


Yunanlar o kadar rahat insanlarki artık yaz saati uygulamasına geçmişler 2'den sonra herkes siestada. Dükkanlar kapalı, sokaklar boş, kafeler full. Hayatımda bu kadar kalabalık kafeleri hiç bir arada görmemiştim. Uyuduk, uyandık ve rotamızı Selanik'e çevirdik. 

Yaklaşık 2 saat süren yolculuğu Selim uyuyarak geçirdiği için benim için iyi bir durum oldu. Selanik'in tam göbeğinde, merkezde bir otelde kaldık. Bizim İstiklal Caddemize benzeyen bir caddesi var; kafeler, mağazalarla dolu. Selanik'te Ata'mızın doğduğu evide ziyaret ettik. Fakat içine giremedik, restorasyon çalışmaları varmış. Çok eski bir geçmişi olmadığı için bu ülkenin gezilecek pek de müzeleri, tarihi yerleri pek yok. 



Selanik'te geçirdiğimiz 3 günün ardından Halkidiki'ye doğru ilerledik. Hayatımda gördüğüm en güzel denizlerden biriydi. Mükemmel bir koydu. Kuzucuğumda ilk deniz tecrübesini yaşamış oldu. Aslında ilk tatiline 2 aylıkken çıkmıştı fakat çok küçük diye denize sokmaya kıyamamıştık.

Selimcik su kuşu olduğu için gayet mutluydu.

 

Halkidiki'de o kadar güzel balıkçı köyleri varki anlatamam. Porto Carras, Porto Koufo gizli kalmış görülmeye değer mükemmel yerlerdi.

 




Buradada 2 gecemizi geçirdikten sonra düştük dönüş yollarına. Gelirken uğraya uğraya geldiğimizden yolu pek anlamadık ama dönüşümüz biraz daha uzun sürdü. Selim'i arabada idare etmek biraz zor oldu, çünkü sürekli hareket isteyen bir çocuk. Arka koltukta da araba koltuğu, annem ve ben olduğumuz için Selim'e kudurmak için pek yer yoktu. 

Çocukla yolculuk biraz zor olsa da gittiğimiz gördüğümüz yerler çok çok güzeldi. Hatta bu yazıyı yayınlamadan bir hafta önce kısa bir kaçamak yaparak haftasonunu Selanik'te geçirdik. İyi bir plan ve navigasyon aletiniz elinizde olsun, gitmesi çok çok kolay biryer Yunanistan. 

İşte muhteşem tatil ekibimiz; babam, ben, Selimcik, eşim, ve annem
İsteyenlere otel, yol, vize durumları hakkında bilgi verebilirim. Gide gele profesyonelleştik;)) 

Sevgiyle kalın...




Special design for Selim'li Zamanlar by GeCe