Selim'in Diş Buğdayı 1. Yaşımız ve Doğum Hikayemiz Selim'in Gymboree Günlüğü >

25 Kasım 2013 Pazartesi

DOĞANA DOğumda Kadın Hakları Derneği Bildirgesi


DOĞANA, Doğumda kadın hakları için çalışan bir dernek. Aralarında doktorlar, ebeler, doulalar, doğum eğitmenleri, yoga eğitmenleri ve anneler var. Anne ve bebeğe saygılı, olumlu doğum deneyimleri için çalışıyor. Vizyonları, tüm kadınların hamilelik, doğum ve lohusalık dönemlerinde, saygılı, aile odaklı ve kanıta dayalı bakıma ulaşabilecek bir Türkiye.

DOĞANA anneye ve bebeğe saygılı doğum deneyimleri konusunda farkındalık yaratmak için kendi yayınladıkları bildirgenin 8 maddesine örnek teşkil eden 8 kadının 8 doğum hikayesini içeren bir kitapçık yayınladı.
DOĞANA yayınladığı bu kitapçık ile hem doğum yapacak kadınlara ilham vermeyi hem de Doğumda Kadın Hakları Bildirisini kadınlara, ailelerine ve sağlık çalışanlarına duyurmayı amaçlıyor. Kitapçıkta yer alan olumlu doğum hikayelerinin hepsi ülkemizde son birkaç sene içerisinde yaşanmış. Hem doğal hem de müdahaleli veya sezaryen doğum örneklerinin yer aldığı kitapçık doğumda kadın haklarını gerçek hikayelerle açıklıyor.





DOĞANA DOĞUMDA KADIN HAKLARI DERNEĞİ BİLGİRGESİ

1. Gebelik, doğum ve lohusalık doğal süreçlerdir.
2. Her kadın gebelik öncesi, gebelik, doğum ve lohusalık dönemlerinde yeterli bilgi, eğitim ve kaliteli sağlık hizmeti alma hakkına sahiptir.
3. Doğumun merkezinde kadın vardır. Doğum süresince aktif olabilmelidir.
4. Mahremiyet hakkı gebelik ve doğumun vazgeçilmez parçasıdır.
5. Her gebe doğumun başından sonuna kadar istediği kişilerden kesintisiz destek alabilmelidir. Buna kendi yakınları, ebesi ve doulası (doğum destekçisi) dahildir.
6. Kendisine ve bebeğine yapılacak her türlü tıbbi girişim konusunda kadın doğru ve tarafsız olarak bilgilendirilmelidir. Bu konularda kadının karar hakkına saygı duyulmalıdır.
7. Anne ve bebek bağı doğum sırasında ve sonrasında korunmalı ve desteklenmelidir.
8. Anne ve bebeğe, kamusal alanlarda rahatsız edilmeden, çalışma hayatında ise kısıtlanmadan, özgürce emzirme ve benzeri temel analık ihtiyaçlarını karşılayacak koşullar sağlanmalıdır.


http://www.dogumdakadinhaklari.com
Twitter @DOGANA_DERNEGI



30 Ekim 2013 Çarşamba

Annelik zor zanaat

Bu aralar o kadar fenayım ki bunu Selim'e yansıttığım için de kahroluyorum. Çocuk büyütmek gerçekten çok zor ve çok büyük sabır gerektiriyor. Yorgunluk, sıkıntı falan derken insan bazen kopma noktasına geliyor. Sanki el kadar çocuk anlayacakmış gibi de sesimi yükseltiyorum. Sonra daha kötü oluyorum, ben kötü anneyim niye bağırdım çocuğumu üzdüm diye içim içimi yiyor.

Mesela bugün gerçekten zor bir gündür benim için. Saniye yerinde durmadı desem yeridir yani. Uyuduğu 2 saatlik öğlen uykusu haricinde enerji tavan bir haldeydi resmen Selim. Öncelikle bir kavanoz pekmezi yere düşürerek başladı güne. Halimizi siz düşünün. Derken çok uykusu geldiği için dalana kadar ağlama krizi. Sonra oto koltuğuna kusma vakası. Tempomuz baya yüksekti bugün. Çocuğumun hakkını yemeyeyim uyku ve yemek düzeni gayet düzgün, doğduğundan beri herşeyimiz saatli. Birde öyle olmasa ne yapardım bilemiyorum. 

Çocuğunu tek başına büyüten, evi bal dök yala kıvamında olan, saçlar fönlü, makyajlı supersonik anneler gerçekten var mı bu dünyada? Bunu o kadar çok merak ediyorumki. Şayet varsa anormal olan benim demektir. Bu saydıklarımın hepsinin bir arada olması tamamen hayal bana. 

Peşpeşe çocuk doğuranlar ise tamamen kutsal varlıklar benim için. Ben şu anda hiç ama hiç düşünmüyorum. Büyük de konuşmak istemiyorum ama Allah gerçekten isteyene versin. Dünyanın en güzel duygusu, her isteyen tatsın inşallah. Selim'i büyütüp tam herşeyi yoluna koydum derken sil baştan yapacağımı düşünemiyorum bile. Belki de ileride bu sözlerim için pişman olacağım ama şu an ki duygularım aynen böyle.

Sende çok ama çok özür diliyorum kuzucuğum bugün için. Annen biraz gerildi sanırım, yarın çok güzel geçecek birgün bizi bekliyor inşallah. 
Şimdi sen mışıl mışıl uyu sabaha kadar...

3 Ekim 2013 Perşembe

Süt Maceramız

Dünya Emzirme Haftası sebebiyle bu yazım da emzirmek ve anne sütü ile ilgili. Ben bu mucizevi duyguyu yaşayamamış annelerden biriyim sütüm olduğu halde. Maceramız hastahanede başladı. Selim'i yanıma getirdiklerinde kuzucuğum bir türlü göğsümü tutmadı. Hemşirelerin denemeleri, büyüklerin tecrübeli hiçbiri işe yaramadı. Sonra pompa ile sütümü sağdık ve çıkan azıcık şeyi kuzuma içirdik. Ama ben onun hiç yetmeyeceğini düşünmüştüm. Sonradan bebek hemşiresinden öğrendiğim kadarıyla bebekler doğumdan sonra kendilerini beslenmeden 48 saat idare edebilecek depoya sahipmişler. Olsun bunu bilmek de anne yüreğimi avutmadı, yavrumun aç olduğunu düşündüm. 2 gün boyunca denemelerimiz devam etti fakat biz ancak biberonla verebildik.

Eve gelir gelmez de hastahane tipi bir pompa kiraladım. İlk günlerin psikolojisi, lohusa halleri derken kendimi bir inekten farksız hissediyordum. Sezeryanla doğum yaptığım için hareketlerim kısıtlıydı, zaten bebeğimle ilgilenemiyordum. Ancak süt sağma işinden sorumluydum ben. Çok şükür ki sütüm birkaç gün içinde fazlalaştı. Bir yandan sağmaya devam ederken, her beslenme öncesi de emzirmeye çalıştım bebeğimi ama nafile. Eve gelen bebek hemşiresiyle bile başaramadık. Ve ben bir ay sonra pes ettim ve tamamen sağarak vermeye başladım. Gerçekten çok zor ve meşakkatli bir süreçti. Gece gündüz demeden pompayla sıkı bir ikili olmuştuk. Her an heryerde tedarikli olmak zorundaydım, stoğumuz her zaman olmalıydı.

Bazı geceler stoksuz kaldığım oldu, hatırlamak bile istemiyorum. Neredeyse tüm gece sağmaya çalıştığım olmuştu ki Selim uyanmadan önce azıcık da olsa sütüm olsun diye. Çıkan miktarı görmek gerçekten sinir bozucu oluyordu, aman sütüm az mı geldi, yeter mi acaba, stok var mı soruları kafamı tırmalıyordu. Bir keresinde stoğum yoktu, eve geldim süt sağmaya. Pompa aniden bozuluverdi. Allahtan yakınımızda bir avm var, koştur koştur gidip yeni pompa almıştım. Eskisini servise yollayıp da beklemek gibi bir lüksüm yoktu çünkü. O kadar çalışmaya bir tak demişti tabi pompa. Gene de çok ama çok memnun kaldığım bir ürün olmuştu; Philips Avent'in elektronik pompası.

Bu maceraya ek gıdaya başlayana kadar devam edebildik. Ne zaman ki ek gıdaya geçtik, ben daha az sağmaya başladım. Zaten o kadar bunalmıştımki bu süreçten, biraz da ben sebep oldum sanırım sütümün bitmesine. Daha az sağmaya başlayınca süt de yavaş yavaş azalmaya başladı ve sonunda bitti. Ama yine de ilk 6 ay bebeğimi anne sütüyle besledim ve şu anda mama ile devam ediyoruz.

Emek isteyen bu süreci yine de alnımın akıyla tamamladığıma inanıyorum. Ve emziren annelerimize bol sütlü günler diliyorum.

19 Eylül 2013 Perşembe

Türkiye'deki İlk Uluslarası SEO Konferansı

SEOZEO, arama motoru optimizasyonu konusunda eğitim ve danışmanlık hizmetleri sağlayan bir web girişimidir. 2011 yılı itibariyle Türkiye’nin en prestijli teknoloji geliştirme merkezlerinden Bilkent Cyberpark’a bağlı Cyberplaza’da faaliyetini sürdürmektedir. Türkiye’de bu alanda AR-GE yapan tek şirket olan SEOZEO, aynı zamanda dünyaca ünlü SEO kaynaklarından Moz’un ve Majestic SEO’nun Türkiye’deki ilk ve tek partneridir. Türkiye’nin ilk SEO etkinliğini SEOZONE 21 Eylül 2013 te gerçekleştirecek. Konferansa Yurtdışı katılımcıları için ücretsiz simültane verilecektir. Konferans saat 10:00 da Tuğçe Seven’in açılış konuşması ile başlayıp, konukların konuşmaları ile devam edip 17:30 da bitecektir. Etkinlik detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.tık tık

Special design for Selim'li Zamanlar by GeCe